Tur Detayı
Saat 09:15'te kahvaltıdan sonra sizi otelinizden alacağız.
Ünlü Haliç'e (Altın Boyun) doğru sürüş yapacağız. Sonrasında, güzel Pierre Loti Kafe'ye doğru yola çıkacağız ve burada rahat bir çay içerek dinleneceğiz, ardından yokuş aşağı inerek eğitici ve eğlenceli MiniaTürk açık hava müzesini ziyaret edeceğiz.
* Pierre Loti Kafe, Haliç'in tepelerinde bulunan bu kafe, İstanbul yaşamını belgeleyen Fransız yazarın adını taşıyor ve Haliç'in panoramik manzarasını keyifle seyretmek için popüler ve özel bir yerdir.
* MiniaTürk, Mayıs 2003'te açılan popüler bir mini park. MiniaTürk toplamda 60.000 m²'lik bir alanı kaplıyor ve dünyanın en büyük mini parkıdır. Parkta 1/25 ölçeğinde yapılmış 105 mimari model bulunmaktadır. Yapıların 45'i İstanbul'dan, 45'i Anadolu'dan ve 15'i Türkiye dışındaki Osmanlı topraklarından gelmektedir. Ayrıca Efes'teki Artemis Tapınağı ve Halikarnassos'taki Maussollos Mezarı (bugünkü Bodrum) gibi tarihi yapılar ile Ankara'daki Atatürk'ün anıt mezarı (Anıtkabir) da yer almaktadır.
İstiklal Caddesi'nde geleneksel bir restoranda öğle yemeği yedikten sonra Taksim Meydanı'na yürüyeceğiz.
Taksim Meydanı bölgesinde, yerel dükkanlar, alışveriş merkezleri, bankalar, restoranlar, barlar... vb. boyunca yaklaşık 2 km İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yapacağız. İstediğiniz herhangi bir yerde durup zaman geçirebiliriz.
* Taksim Meydanı, İstanbul'un Avrupa yakasında bulunan ve restoranları, dükkanları ve otelleri ile ünlü ana alışveriş, turistik ve eğlence bölgesidir. Modern İstanbul'un kalbi olarak kabul edilmektedir ve burada İstanbul Metro ağının merkezi istasyonu bulunmaktadır. Taksim Meydanı ayrıca, 1928'de tanıtılan ünlü İtalyan heykeltıraşı Pietro Canonica tarafından yapılan Cumhuriyet Anıtı'na da ev sahipliği yapmaktadır. Anıt, 1923'te Türk Kurtuluş Savaşı'nın ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu kutlamaktadır.
* Galata Kulesi, 1348 yılından beri Beyoğlu'nun siluetini domine etmekte olup şehrin en iyi panoramik manzaralarını sunmaktadır. Aslen Christ Kulesi olarak adlandırılan bu kule, Ceneviz kolonisi Galata'nın şehir surlarındaki en yüksek noktadır. Çoğu sur uzun zaman önce yok olmuştur, ancak büyük kule kalmıştır. 1960'lara kadar bir yangın gözetleme kulesi olarak kullanılıyordu. Şimdi üst katları bir restoran ve bir panorama terası barındırmaktadır. Panorama terası, en üstteki pencere sırası etrafını saran dar ve açık bir alandır ve yükseklik korkusu olanlar için önerilmez.
Galata Kulesi'ni ziyaret ettikten sonra Galata Köprüsü'ne yürüyoruz.
* Galata Köprüsü, geleneksel "İstanbul" (imparatorluk sarayı, imparatorluğun önde gelen dinî ve dünyevî kurumları) ile Galata ve Beyoğlu bölgeleri arasındaki sembolik bağdır; bu bölgelerde nüfusun büyük bir kısmı gayrimüslimdir (ve burada yabancı tüccarlar ve diplomatlar yaşamış ve çalışmıştır).
Bu bağlamda, köprü bu iki farklı kültürü birbirine bağlıyordu. Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye adlı romanında belirttiği gibi, Galata Köprüsü'nden geçen bir İstanbullu, Fatih'ten Harbiye'ye (Taksim Meydanı'na yakın bir bölge) geçerken farklı bir medeniyete ve farklı bir kültüre adım atmıştır. Kurgudaki yerinin yanı sıra, Galata Köprüsü'nün romantik görünümü de sayısız tablo ve gravürün konusu olmuştur.
Sonrasında tramvaya binip otele dönebiliriz veya özel aracı tercih edebilirsiniz.